19 Mayıs 2012 Cumartesi

BIG BROTHER…


Gerçek adı Eric Arthur Blair olan ama dünya literatürünün kendisini tanıdığı adıyla George Orwell, sadece 47 yıllık yaşamına sığdırdığı yapıtlarıyla tüm zamanların en başarılı 50 İngiliz yazarından biri olarak bilinmektedir. Romanlarıyla olduğu kadar şiir, politik eleştiri yazıları ve gazeteciliğiyle de tanınan Orwell’in yapıtları arasında en ünlü ikisi hiç kuşkusuz 1984 ve Hayvan Çiftliği romanlarıdır. Bu iki kitap halen toplam olarak herhangi bir 20. yüzyıl yazarının herhangi iki yapıtından daha fazla dile çevrilme ve satış rekorlarını elinde tutmaktadırlar. Her iki romanın ekseninde -çok özet ve yalın bir ifadeyle- toplumun büyük kısmını baskı altında tutan bir azınlık yönetimi yer almaktadır.
Hayvan Çiftliği’nde bu durum; yönetimi elinde tutan domuzların; “Bütün hayvanlar eşittir ama domuzlar daha eşittir.” söylemiyle ifade edilirken, Orwell’in sosyal adaletsizliğe ve totaliter yönetime karşı siyasi duruşunun etkileyici bir edebi derinlikle aktarıldığı 1984’te baskıcı rejim, ‘Big Brother/Büyük Birader’ adı verilen bir yönetim ve onun ‘Düşünce Polisi’ uygulamasında simgeleştirilir. Romanda totaliter bir merkezi tek partinin yönetiminde korku, propaganda ve beyin yıkama ile halkın ve hayatların manipüle edilişi anlatılmaktadır. Öyle ki; insanın kendi inanç, düşünce ve fikirlerinin aksine, gerektiğinde akla aykırı olanı bile doğru bellemesi ve benimsemesi istenmekte ve bu, çeşitli baskı yöntemleriyle sağlanmaktadır.
İsmiyle paralellik içeren bir şekilde 1984 yılında sinemaya da uyarlanan 1984 romanında sözü edilen Big Brother; günün 24 saati ülkedeki herkesin yaptığı, yaşadığı, konuştuğu hatta düşündüğü her şeyi gören, duyan, kontrol eden, yönlendiren, cezalandıran ‘yönetici’dir. Ve bu kimliği ile romanın yayınlanışından bu yana geçen 63 yıldır, dünyanın; benzer rejimlerin yönetimde olduğu hemen her coğrafyasında merkezi yönetimin eleştirel simgesi haline gelmiştir. Romanın yazıldığı ve kitaba ismini veren tarihe alegorik bir gönderme yapan 1948 yılında, usta bir edebiyatçının yaratıcı hayal gücünden başka bir dayanağı olmayan ‘Big Brother’ simgesi, çağın teknolojik gelişimine paralel olarak günümüzde somuta indirgenmiştir.
Yani ‘Big Brother’lar bugün dünyada hem etiyle kemiğiyle insan olarak başımızdadırlar. Hem de teknolojisi, sistemleri, iletişim ağları, ekranları, yazılım ve donanımlarıyla hayatımızın her anını manipüle etmektedirler. Üstelik Orwell’in geçen yüzyılda öngördüğü, söylediği ve gösterdiği gibi kendi inanç, düşünce ve fikirlerimizin aksine, gerektiğinde akla aykırı olanı bile gönüllü olarak doğru bellememizi ve benimsememizi sağlamaktadırlar. Bunun -yakın gelecekte bizi daha nelerin beklediğini henüz bilemediğimiz için- şu andaki en somut uygulamasının, kendi istek ve irademizle hayatımızın akışını eline teslim ettiğimiz ‘internet’ uygulaması olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz sanırım.
Gelecek yazılarda -bana göre- artısıyla, eksisiyle; internette buluşmak üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder