22 Ocak 2011 Cumartesi

AKLIMA TAKILANLAR-2


Hayatım boyunca anlamakta güçlük çektiğim insan zaaflarının başında ‘hırs’ gelmektedir. Her ne kadar düşünürler; hırsın belirli bir ölçüye kadar itici bir güç olduğunu, keşiflerin, icatların, ilerlemenin temelinde hırs faktörünün yattığını öne sürseler ve bunu; ‘hırs ikiye ayrılır, biri yapıcı, diğeri yıkıcı hırstır’ diye akla uydurmaya çalışsalar da bu kardeşinizin insani özellikleri arasında hiçbir zaman kendine yer bulamamıştır. Bu yüzden ailem ve yakın çevrem tarafından bir ölçüde ‘beceriksiz’ olarak nitelendiğim bile olmuştur. Toplumda, özellikle 1980’lerden sonra bu duyguya sahip olmayan hayatına aktarmayan, başkalarıın üzerine basarak merdivenleri tırmanmayan kişiler; diğer özellikleri ve değerleri ne olursa olsun makbul insan sınıfından sayılmaz olmuşlardır. Her şey başarı içindir. İnsanın kendisine ve karşısındakilere maliyeti ne olursa olsun. Daha fazla servet, daha fazla ikbal, daha yukarı basamaklar, daha üst görevler… Daha, daha, daha!
Galiba bu ‘daha’ların tümünün aynı potada eridiği faaliyet alanlarından biri ‘siyaset’tir. Başka bir hırstır bu. Bir tür ‘herşeye rağmen’ durumudur. Parti başkanı olursunuz ama yetmez. İktidar olmalısınızdır. Varılabilecek en üst noktalardan biri milletvekili olmaktır. Olursunuz ama yetmez. Bakan olmalısınızdır. Olursunuz ama yetmez. Başbakan olmalısınızdır. Olursunuz ama yetmez. Mutlaka (özellikle yine 1980’lerden sonra örneğini sıklıkla gördüğümüz gibi) Cumhurbaşkanı da olmalısınızdır. Olursunuz… Nitekim oldular, oluyorlar, olacaklar da. Sonra?
Biliyorsunuz, Türk siyasetinin neredeyse son 40 yılına damgasını vurmuş büyüklerimizden biri, eski nizamı tutturamayıp, selameti refahta arayarak çıktığı yolun sonunda saadete ulaştı. Tanrı uzun ömür versin, kendisi 85 yaşını idrak ediyor. Elbette yaşın, akıl yetkinliği ile doğrudan ilgili olmadığını biliyorum ama artık siyaset de hayatın hemen her alanında olduğu gibi daha vahşi, daha acımasız. Kendinizi anlatmak için gece gündüz Türkiye’yi dolaşmak, konuşmak, mitinglere katılmak, gece yarılarına kadar uzayan televizyon programlarına konuk olmak, yurtiçi ve yurtdışı temaslarda bulunmak gerekiyor. Ve nüfus kağıdı ‘85’ yaş diyor. O zaman; ‘nasıl’ ve ‘niye’ diye soruyor insan kendine. Benim bulabildiğim tek cevap ‘hırs’. Artık bunun kendisi ve karşısındakiler için nelere mal olacağını, ‘yapıcı mı ‘yıkıcı mı’ olduğunu birlikte göreceğiz.
Gelin bu yazıyı, bu toprakların yetiştirdiği en değerli ozanlardan birinin, bize neredeyse 750 yıl öncesinden seslendiği ve her sözcüğü bugün için bile geçerli olan bilgece dörtlüğü ile bitirelim.

Haram ile hamir tuttu cihanı
Fesat işler eden hürmetli oldu
Peygamber yerine geçen hocalar
Bu halkın başına zahmetli oldu.

Yunus Emre  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder