Sinema düşkünü okurlar iyi bilir. Ünlü yönetmen Brian De Palma’nın; mali suçları araştırmakla görevli bir Federal Ajan’ın; dönemin acımasız gangsteri Al Capone’u yakalamak için verdiği mücadeleyi anlatan ‘Untouchables’ diye bir filmi vardır. ‘Untouchabels’ ‘Dokunulmazlar’ anlamına gelmektedir. Ülkemizde son dönemde yaşananlar, sadece adından dolayı da olsa aklıma bu filmi getirdi.
DOKUNULABİLİR… Bu satırlarda birçok kez yazdığım gibi sevgili hemşerilerim, bizler; ben sen, o, anamız, babamız, komşumuz, arkadaşımız; siyasi deyişle ‘sokaktaki adam’ ya da ‘sıradan vatandaş’ız. Yani ‘dokunulabiliriz’. Oysa ülkemizde ‘dokunulmaz’ olan bir kitle var. Üstelik; bu kitle; toplumun çoğunluğunu değil, ‘vekaletini’ oluşturuyor. Yani asıl olan biziz, onlar ise, kendilerine belirli bir süreliğine onay verdiğimiz vekillerimiz. Ama asıllara dokunulabiliyor, vekillere dokunulamıyor.
UTANÇ TABLOSU… Örneğin içimizden herhangi biri şu sıraladığım suçlardan birini işlese sonuç ne olur? ‘Karşılıksız çek...
Hosteslere sarkıntılık...
Polise tokat...
İhaleye fesat karıştırmak...
Görevi kötüye kullanmak...
Rüşvet almak…Yolsuzluk… Zimmet… Evrakta sahtecilik… Cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak… Seçim kanununa muhalefet etmek… Dolandırıcılık…’ Hukuk normal seyrini sürdürür, yakalanırız, mahkemeye çıkarız, suçsuzluğumuz kanıtlarırsa beraat ederiz, suçluysak ilgili kanunların emrettiği cezamızı çekeriz. Olay bu kadar net ve açıktır.
TAM 627 DOSYA… Şimdi sıkı durun; yukarıda sözü edilenler, bir önceki seçimlerde vekalet verdiğimiz şahısların işlediği suçların yer aldığı dosyalardır. Tam 627 adet dosya. Bizler için işlemesi bu kadar açık ve net olan süreç, vekillerimiz için işlemez. Çünkü onlar ‘Untouchables’dır. Bendeniz 60’ına merdiven dayamış bir kardeşinizim. Aklımın erdiği günlerden bu yana şöyle bir bakıyorum da: Celal Bayar’dan bu yana bütün Cumhurbaşkanlarını görmüşüm, siyasi yelpazenin her kanadına yayılan 40’a yakın Hükümet, 20 küsur Başbakan’a tanık olmuşum. Çeşitli ihtilal, darbe, darbe girişimi gibi olağandışı dönemleri yaşamışım. Sıradan bir vatandaş olarak her defasında görevimi yerine getirip, kimi zaman inandığımdan, kimi zaman ‘ehven-i şer’ den başka alternatif bulamadığımdan, gidip oyumu vermişim. Benim, bizim verdiğimiz her oyla ülkemde ve benim hayatımda hep bir şeyler değişmiş. Kimi zaman olumluya, çoğu zaman olumsuza doğru. Ama hangi dünya ve siyasi görüşe sahip olursak olalım hiç değişmediği konusunda hepimizin buluşacağını sandığım bir ortak nokta var. Hangi dönem, hangi iktidar olursa olsun; bizler, yani ASIL, hep ‘dokunulur’ olmuşuz. VEKİL’lerimiz ise hep ‘dokunulmaz’ kalmış. Yani ‘Untouchables’da figüran bile olamamışız. Gelin, 12 Eylül’de bir kez olsun başrol şansını iyi değerlendirelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder