14 Ağustos 2010 Cumartesi

EVET Mİ, HAYIR MI


Her yaz öncesi gazetelerin magazin sayfalarında, televizyonların eğlence kuşaklarında bilmem hangi şarkıcının ‘bu yaza’ damgasını vuracak’ şarkısı diye birkaç yeni şarkı lanse edilir. Gerçekten de yaz yağmuru gibidir bu tür şarkıların çoğu, bir mevsim yağar, geride iz bırakmadan geçer  gider. Eğer o döneme yakın bir seçim varsa, aklı evvel reklamcılar (bu kardeşinizin de yıllarca yakından, hatta içinden tanık olduğu gibi) hemen o popüler şarkıyı alır, artık hangi partiyse onun seçim vaatlerine göre sözlerini değiştirir ve günler ve geceler boyu parti otobüslerinden, minibüslerinden, içimiz bayılana, nefret edene kadar bangır bangır dinler dururuz.
AYNI ANLAYIŞ... Çocuklarımızın geleceğinin ‘evet’ ya da ‘hayır’ diye iki kelimeye indirgendiği bu referandumda da aynı akıllar boş duracak değil ya.... Harika (!) bir yaratıcılık örneği sergileyerek yılların sunucusu Erkan Yolaç’a teklif götürmüşler. Bu asla yaşlanmayan şovmenin, asla eskimeyen programını bilirsiniz. Temelde çok basit bir fikirden çıkan ama tamamen Yolaç’ın usta sunumuyla bir fenomen haline gelen ‘Evet mi’ ‘Hayır mı’ yarışmasında yarışmacılara özel hayatlarına dair çeşitli ve hızlı ritimli sorular sorulur ve onlardan ‘asla’ bu iki kelimeyi telaffuz etmemeleri istenir. Erkan Yolaç da net bir tavır sergileyip ‘Ben referandumda evet oyu kullanmayacağım ki sizin kampanyanızda yer alayım.’ cevabıyla reddetmiş (Kaynak: Cengiz Semerci-Hürriyet.)
EĞLENİYORUZ...  Bu kadar ciddi bir oylamayı bile çadır tiyatrosuna çevirdik allaha şükür, hep bir arada eğleniyoruz. Siyasi partilerin evet-hayır turlarını ve konuşmalarını izliyorsunuzdur. Bizi, ‘sıradan vatandaşları’ ilgilendiren herhangi bir açıklama duydunuz mu şimdiye kadar? Varsa yoksa hakaretler, aşağılamalar, kirli çamaşırlar, bindirilmiş kıtaların karşısında atıp tutmalar. Elinizi vicdanınıza koyup kendinizle konuşun; bu anayasa oylamasında sonuç evet ya da hayır çıktığı takdirde; bizlerin bugünümüzü ve yarınımızı nasıl etkileyeceğine dair kaçımızın bilgisi var? Hangi akıl yürütme, hangi bilgilenmeyle oy vereceğiz? 127 BM ülkesi arasında okuma-yazma oranında 52. sırada bulunan, nüfusa göre; kitap okuma oranının % 4,5, gazete okuma oranının % 22, televizyon izleme oranının %94 olduğu ülkemizde, kalkıp bir de anayasa oylamasının ne getirdiğini, ne götürdüğünü mü inceleyeceğiz allah aşkına?
İZMİR MARŞI… ‘Evet mi’, ‘Hayır mı’ yarışmasında bazı yarışmacılar, bu iki kelimeyi söylememek için soruların hepsine sunucunun söylediklerini tekrarlayarak cevap verirlerdi. Yani düşünmeden, kendilerine dair bir fikirleri olmadan söyleneni yaparlardı, o kadar! 12 Eylül’de oy verirken verirken bu tür bir katılımcı olmayacağınızı umuyorum. Sonuçta ‘Mehter marşıyla’ gelenlerle birlikte ‘İzmir marşı’yla gitmek var.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder