8 Ocak 2011 Cumartesi

KAHRAMANLARIMIZ...


Her Anadolu kasabasında, esnaftan ve eşraftan, farklı özellikleri ile sivrilmiş isimsiz kahramanlar vardır. Ayvalığımızın bu ‘kahramanlar’ galerisi oldukça zengindir. Kişisel özellikleriyle sözleri ve uygulamalarıyla geride nasıl bir iz bıraktıklarını kendilerinin bile bildiğini sanmadığım hemşerilerimiz sonsuz naiflikleri ile gelmişleeeer, geçmişlerdir hayatlarımızdan. Örneğin; ne kadar düşünsem de ne yazık ki benim de adını hatırlayamadığım bir zabıta memurumuz vardı. Kısa boylu, erken açılmış başını, geriye kalan birkaç tel saçı ile kapatmaya çalışan, üzerindeki üniforma ile Orhan Kemal’in Bekçi Murtaza’sının ete kemiğe bürünmüş hali olan bu hemşerimiz bir gün meydanda 41 Evler’e gitmek üzere otobüsün kalkmasını beklerken bir sigara yakmıştı. Sonra kendi yaptığından (otobüste sigara içmek) dehşete düşerek kendine bir ceza yazmış ve makbuz kesip cezasını şoför Zihni ağabeye ödemişti.
Bir Hasan beyimiz vardı. Günün herhangi bir saatinde, herhangi bir yerde, herhangi bir şey yapan bir insanı gördüğünde, durumla ilgisi olsun, olmasın “Kolay gelsin.” derdi. Gazete okuyor da olsanız, sadece Cunda’ya doğru oturup bir kahve içiyor da olsanız, ‘merhaba, günayın, nasılsın’ gibi esenleme sözcüklerinin yerine Hasan beyin ilk sözü “Kolay gelsin.” olurdu. Tabii benim güzel Ayvalıklılarım adını koymuştu Hasan beyin. Ondan söz edildiğinde; “Yahu hani şu bizim Kolay Gele Hasan.” denilirdi. Bir Hasan beyimiz daha vardı. Onun da durakta, otobüste, kahvede, yine hangi konu konuşuluyor olursa olsun formülü hazırdı. “Örgütlenmek lazım abi, örgütsüz olmaz bu işler”. derdi. O ‘işler’in ne olduğunun, söylenen şeyin duruma uyup uymadığının bir önemi yoktu, önemli olan örgütlü olmasıydı. Doğal olarak adı da ‘Örgüt Hasan’ idi. Ama çocukluğuma dair yaşadığım ve bir kasaba psikolojisini en güzel yansıtan olay -bilmem ondan mı esinlenilmişti ama- yıllar sonra usta komedyenler Zeki Alasya-Metin Akpınar’ın ‘Petrol Kralları’ filminde sinemaya uyarlanan olaydır.
Ayvalık çalkalanıyordu o gün. Cumhuriyet meydanında petrol çıkmış diye. O yılları hatırlayanlar bilir. Cumhuriyet meydanında taksilerin arkasında, bugünkü Halk Bankası’nın yerinde Taş Kahve, Vural İş Merkezi’nin olduğu binanın yerinde itfaiye, yanında yıllar yılı bizi hayallerimizin götürdüğü yerlere taşımış olan emektar Kazaz Otobüsleri yazıhanesi ve Yahya Akıncı’nın benzinliği vardı. Yahya beyin vefatından sonra eşi sevgili Hatice teyzemizin ömrünün sonuna kadar 150 Evler’de yönettiği benzinliğin ilk yeri orasıydı. Akşama kadar sevinçli konuşmalar, Ayvalık’ta çıkan petrolün nasıl paylaşılacağı üzerine hesaplarla süren (petrolün ham bir ürün olduğu, rafineri denilen bir süreçten geçmesi gerektiği gibi akıl yürütmelerin yapılmadığı) bu heyecan akşam üzeri yerini derin bir hayal kırıklığına bıraktı. Çünkü .benzinliğin depolarından birinde çatlak olduğu ve içerideki basınçla meydana doğru fışkıran şeyin düpedüz ‘benzin’ olduğu ortaya çıkmıştı. İşte biz bu ve benzeri yüzlerce insan ve binlerce olayla beslenerek büyüdük. Sevgili Ayvalığımızda, sevgili Ayvalıklılarımızla birlikte. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder