20 Aralık 2013 Cuma

TABELA HALKI...


Başta Demokrat Parti olmak üzere, tüm tarihi boyunca Cumhuriyet Halk Partisi’nden çeşitli nedenlerle ayrılan kişi ve grupların kurdukları partilerden biri de rahmetli Prof. Turhan Feyzioğlu ve arkadaşlarının Güven Partisi’dir. İsmet Paşa’ya Turhan beyin kurduğu partinin adını söylediklerinde, bu, güngörmüş siyasi zekanın; “Eh, herkes kendinde eksikliğini duyduğu şeyin peşinden gider.” dediği rivayet edilir. Yaklaşan seçim ortamının yarattığı bilinçaltı bir dürtüyle olsa gerek kendimi sıklıkla ve biraz da kaygıyla ‘neler oluyor’, ‘neler olacak’ düşünceleri içinde kaybolmuş buluyorum. Günlük siyasetin, tarihimiz boyunca hiç olmadığı kadar kirlendiğini gördüğüm için de bu yazıda bu yaşıma kadar (eh o zamanlar çocuk da olsam, Demokrat Parti’ye bile yetişmiş bir kuşaktanım) okuduğum, öğrendiğim, katıldığım, yaşadığım siyasi oluşumlara satır başlarıyla değinmek istedim. 
Örneğin; 2013 yılı itibariyle Türkiye’de tam 73 adet siyasi parti olduğunu biliyor musunuz? Elbette bunların birçoğu siyasi literatürde ‘tabela partisi’ diye adlandırılan; ne bugüne kadar, ne de örneğin önümüzdeki seçimlerde hiçbir varlık göstermemiş ve gösteremeyecek olan oluşumlar. Çünkü yerel ya da genel seçimlere bir parti olarak katılabilmek için Türkiye’nin en az 41 ilinde parti teşkilatını kurmuş ve örgütlemiş olmak gerekiyor. Elbette son birkaç seçimde kendi yörelerinden bağımsız olarak seçime katılıp, kazandıktan sonra Meclis çatısı altında bir araya gelerek grup kuran anlayıştan söz etmiyorum. Dolayısıyla yaklaşan seçimlerde de vizyonda yine Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve yeni bir emirle kurulmuş, yeni bir misyon yükleneceği görülen Halkların Demokrasi Partisi (HDP) olacağa benziyor. Yakın zamanlara kadarki uygulamalarına ve mevcut durumlarına bakacak olursak partilerin isimleriyle icraatları arasındaki çelişkiler bize rahmetli İsmet Paşa’nın ne kadar öngörülü olduğunu bir kez daha gösterecektir sanırım.  CHP kendi bünyesindeki sonu gelmez kimlik çatışmalarından sıyrılıp içinden çıktığı ‘halk’la bir türlü bütünleşemiyor. AKP’nin ‘adalet’ anlayışının sayısız örneğini gördük, yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz ve son 12 yılda Türkiye’nin ‘kalkınma’sında gelinen noktayı görebilmek için ekonomist olmaya gerek yok, ceplerimize bakmamız yeter. MHP bal yapmayan arı gibi, sürekli konuşuyor. Bir taraftan düzeni eleştirirken diğer yandan, adeta belirli çıkar çevreleri için adrese teslim hazırlanan her türlü yasa tasarısının kabulü konusunda iktidara en büyük desteği vermekten geri durmuyor. Kısacası bizim gençliğimizdeki ‘hareket’ özelliğini uzun yıllardır göremez olduk. BDP’nin D’si, yani ‘demokrasi’ için bir şey diyemeyeceğim, o hepimizin özlemi ama ‘B’si yani ‘barış’ adeta kötü bir şaka gibi duruyor o isimde. Yenisini ise (HDP) bekleyecek göreceğiz. Ama çok bekleyeceğimizi sanmıyorum ne göreceğimizde aşağı yukarı belli desek yanılmış olmayız sanırım. Mevcut diğer partilere gelince; kimi yıllardır çok yakından bildiğimiz, kurulma, yükselme, duraklama, gerileme evrelerine tanık olduğumuz, kimi iç hesaplaşmalarla kendi kendini yiyen, kimi sistem mağduru olduğu için ayağa kalkması engellenen, kimi mitoz bölünmeler kurbanı, kimi kapitalin gücüyle baş edemeyen hareketler.
Millet Partisi • Demokratik Sol Parti • İşçi Partisi • Türkiye Sosyalist İşçi Partisi • Saadet Partisi • Büyük Birlik Partisi • Liberal Demokrat Parti • Özgürlük ve Dayanışma Partisi • Emek Partisi • Türkiye Komünist Partisi • Devrimci Sosyalist İşçi Partisi • Bağımsız Türkiye Partisi • Hak ve Özgürlükler Partisi • Yurt Partisi • Genç Parti • Bağımsız Cumhuriyet Partisi • Sosyalist Demokrasi Partisi • Emekçi Hareket Partisi • Halkın Yükselişi Partisi • Demokrat Parti • Doğruyol Partisi • Devrimci İşçi Partisi • Hak ve Eşitlik Partisi • İşçilerin Sosyalist Partisi • Ezilenlerin Sosyalist Partisi • Milliyetçi Muhafazakar Parti • Türkiye İşçi Köylü Partisi • Esnaf ve Çiftçi Partisi • Sosyal Demokrat Parti • Devrimci Halk Partisi • Milliyetçi Türkiye Partisi • Özgürlük ve Sosyalizm Partisi.
Geriye kalanlar; varlıklarını, kuruluş amaçlarını sadece kendilerinin bildiği, isimlerindeki iyi niyetli yaklaşımların insanın yüzünde bir gülümseme uyandırdığı -neredeyse- naif oluşumlar. Kim kurar, üyeleri, destekçileri, oy verenleri kimlerdir, bu isimlere neye istinaden karar vermişlerdir, nasıl bir hedefleri vardır, ne beklerler, ne vaat ederler... en azından kendi adıma ben bilmiyorum ama varlar:
Alternatif Parti • Gönül Birliği Yeşiller Partisi • Sağduyu Partisi • Ayyıldız Partisi • Müdafaa-i Hukuk Hareketi Partisi • Türkiye Müdafaa-i Hukuk Partisi • İşçi Kardeşliği Partisi • Güçlü Türkiye Partisi • Katılımcı Demokrasi Partisi • Yüce Diriliş Partisi • Ebedi Nizam Partisi • Hak ve Hakikat Partisi • Alternatif ve Değişim Partisi • Türkiye Hümanist Partisi • Güçlenen Türkiye Partisi • Yeni Dünya Partisi • Ergenekon Partisi • Toplumsal Uzlaşma Reform ve Kalkınma Partisi • Ulusal Parti • Birlik ve Huzur Partisi • Engelsiz Türkiye Partisi • Toplumcu Kurtuluş Partisi • Adaletçi Kurtuluş Partisi • Halkın Kurtuluş Partisi • Hak ve Adalet Partisi • Doğuş ve Aydınlık Partisi • Büyük Anadolu Diriliş Hareketi Partisi • Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi • Türk Birliği Partisi • Hür Dava Partisi • Vatan ve İstiklal Partisi • Muhafazakar Yükseliş Partisi • Türkiye İşsizler ve Emekçiler Partisi • Çoğulcu Toplum Partisi • Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi • Genç Anadolu Partisi • Önce İnsan Partisi...
Sonuçta, eşyanın tabiatı gereği, bugünün partilerinin büyük bir bölüğü de gelecekler... geçecekler. Sadece 12 Eylül’den sonra kurulan, bölünen, dağılan, birleşen, ayrılan, yok olan partilere bir göz atmamız bile bunu doğrulamaya yeter. Yenileri kurulacak ve onlar da İsmet Paşa’nın dediği gibi; ‘kendilerinde eksikliklerini duydukları’ kavramların peşinde koşacaklar. Bizim gerçek anlamda eksikliğini duyduğumuz; ‘adalet, eşitlik, özgürlük, demokrasi, hak, halk, bağımsız, barış’ ve benzeri sözcüklerden biri yine sayın ve sevgili partilerimizin sadece isimlerinde terennüm edilecek. Ve korkarım biz ‘tabela halkı’ olarak kalmaya devam edeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder